Yaygın Anksiyete Bozukluğu, günlük yaşamla ilgili sürekli ve yoğun endişe durumunu ifade eder. Bu durum, özellikle çocuklar için endişeleri kontrol etmeyi zorlaştırabilir ve aynı gün içinde birçok farklı konuda endişelenmelerine neden olabilir. İlk kez “Aşırı Anksiyete Bozukluğu” olarak adlandırılan bu durum, altı ay boyunca bedensel şikayetler eşliğinde yoğun ve gerçek dışı endişelerle ilişkilidir.Bu bozukluk genellikle çocukluk döneminde başlar ve bazı durumlarda dört-altı yaş civarında görülebilir. Ancak, yaşla birlikte yaygınlık oranlarında bir artış gözlemlenir. Genellikle geç çocukluk veya erken ergenlik dönemlerinde başlangıç gösterir. Ergenlikte yaygın anksiyete bozukluğu sıklığında artış olması, bu dönemin önemli hayat değişiklikleri ve yetişkinliğe geçiş kaygıları yaşandığı bir dönem olmasıyla ilişkilidir. Özellikle yetişkinliğe geçiş süreci, arkadaşlıkların kurulması ve sorun çözme becerilerinin gelişmesi gibi olumlu değişiklikler, belirtilerin azalmasını ve iyileşmeyi destekleyebilir.Birçok çalışma, yaygın anksiyete bozukluğunun kızlarda erkeklere göre daha sık görüldüğünü göstermiştir. Özellikle kız çocuklarında, bu sıklığın yaşla birlikte arttığı görülmektedir. Ayrıca, ergenlik döneminde kızlarda anksiyete şiddetinin erkeklere göre daha yüksek olabileceği belirtilmiştir. Çevresel faktörlerin anksiyeteye etkisinin kızlarda daha fazla olduğu da gösterilmiştir. Bu durum, kızların sosyal ilişkilerinin ve akran ilişkilerinin ergenlik dönemiyle birlikte artmasıyla ilişkilendirilebilir.
Klinik Özellikler ve Tanı
Yaygın anksiyete bozukluğundaki endişeler, çocuğun kendi ve sevdiklerinin sağlığı, performansı, ülke ve dünya sorunları gibi yaşamın her alanıyla ilgili olabilir. Yetişkinlerden farklı olarak, çocuklarda endişe genellikle fiziksel belirtilerle ortaya çıkabilir. Yaygın anksiyete bozukluğu olan çocuklar genellikle ilk başvurularını fiziksel bir belirtilerle birlikte (ağrı, karın ağrısı, baş ağrısı, kalp çarpıntısı gibi) çocuk doktorlarına yaparlar. Araştırmalar, bu çocukların acil servise daha sık başvurduğunu, bakım verenlerin acil yardım arayışına neden olacak davranışları daha çok sergilediğini göstermektedir. Çocuklar ve gençler için, yetişkinlerden farklı olarak aşırı ve kontrol edilemeyen endişeye eşlik eden tek bir belirtinin karşılanması yeterli kabul edilmektedir. Yani, çocuklarda aşırı endişe durumu tanı koymak için yeterli olabilir.Özellikle huzursuzluk, yaygın anksiyete bozukluğunun en sık görülen belirtisi olmasına rağmen, daha küçük çocuklar bu semptomu daha az bildirmektedir. Aynı şekilde, sinirlilik yaygın bir belirti olabilirken, 7-11 yaş arası çocuklarda nadir bir belirti olarak bildirilmiştir. Yaygın anksiyete bozukluğu ile ilişkili şikayetler genellikle yaşla birlikte artma eğilimindedir.Yaygın anksiyete bozukluğu tanısı için en az altı aydır devam eden, günlük hayatta birçok durumla ilgili baş edilmesi güç kaygıların olması temel belirtilerdir.Çocukluk çağında,belirtilen belirtilerden en az birinin bu kaygıya eşlik etmesi tanı koymaya yeterlidir.
Tedavi Yötemleri
Çocuk ve gençlerdeki anksiyete sorunlarını tedavi etmek için,terapinin başlangıcında konuşma ve öğrenme yöntemlerini öneriliyor. Bilişsel davranış terapileri, belirsizlikle başa çıkma, kabullenme ve düşünce üzerindeki kontrolü sağlama konusunda etkili olabilir. İlaçlar ve terapinin birlikte kullanılması hakkında yapılan araştırmalardaki sonuçlar karışık, bu yüzden her ikisinin bir arada kullanılması şu anda önerilmiyor. Ancak, terapi yeterli gelmiyorsa veya kısmi bir yardım sağlıyorsa, doktor ilaçları düşünebilir. Psikodinamik terapi de kullanılabilir, ancak ulaşılabilirlik ve sık seanslara ihtiyaç gibi zorlukları vardır.