Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), genellikle çocukluk döneminde başlayan ve ciddi bir şekilde seyredebilen bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Bu bozukluk, tekrarlayıcı düşünceler ve davranışlarla karakterizedir ve kişinin yaşamında belirgin sıkıntıya yol açar.
Günümüzde, OKB’nin çocukluk ve yetişkinlik dönemlerinde benzer belirtilerle ortaya çıktığı ve vakaların çoğunun çocukluk veya ergenlik döneminde başladığı anlaşılmıştır. Ancak, çocuklarda OKB’nin tanısını koymak bazen zordur; çünkü çocuklar, obsesyon ve kompulsiyonlarının aşırı ve anlamsız olduğunun farkında olmayabilirler.
OKB’nin Klinik Görünümü
Çocukluk döneminde normal olarak karşılaşılan ritüeller ve yanlış inançlar, Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) olan çocukların ritüelleri ve obsesyonlarıyla aynı değildir. Araştırmalar, OKB olan çocukların hastalık öncesi dönemdeki ritüellerinin ve yanlış inançlarının, diğer çocuklarınkilerden farklı olmadığını göstermektedir. Çocukluk çağının tipik ritüelleri genellikle şanslı numaraları içerir, çizgilere basmama gibi alışkanlıkları kapsar ve günlük yaşamın bir parçasıdır; bu ritüeller sosyal etkileşimi artırır, anksiyeteyi kontrol etmeyi öğretir ve çocukların gelişimine katkıda bulunur. Ancak, OKB ritüelleri işlev bozukluğuna neden olabilir, oldukça rahatsız edici olabilir ve sosyal izolasyona yol açabilir; ayrıca temizlik, kontrol etme, tekrarlama, istifleme gibi farklı içeriklere sahip olabilirler.
OKB’de genellikle kişinin aklına girici düşünce dediğimiz bir düşünce/zihinsel imge girer ya da kişi bir dürtü hisseder. Örneğin, çocuğuna zarar ver, onu merdivenlerden aşağı fırlat gibi. Bu gibi düşünceler/dürtüler aslinda toplumda %90 kişinin aklına gelmektedir. Ancak çoğu kişi, bu düşüncelerin saçma olduğunu, aslında kendisinin asla böyle bir niyeti olmadığını düşünür geçer. Ancak OKB olan kişiler için bu düşünceler, onların en korkulu rüyasıdır. Aklına nasıl böyle bir düşünce gelebilir. Kendisi çok nazik ve cefakar bir annedir. Bu yüzden bu düşüncelerden kurtulmak adına bir dizi zihinsel veya eylemsel ritüeller geliştirir. Örneğin, bu düşüncelerin geçtiğinden emin olana kadar ya da rahat hissedene kadar tövbe, tövbe der. Ya da kendini test etmek için çocuğuna durmadan sarılır. Ya da bunu düşündüğü için kendini cezalandırır.
Kişinin aklına gelen takıntılar, en sık kirlenmekle ilgilidir. Örneğin, herkesin dokunduğu bir yere dokunursa (kapı kolu gibi) kişi hastalanacağını mikrop kapabileceğini düşünebilir veya bu düşünceler gelmeden bile kendisini aşırı kirlenmiş hissedebilir. Ayrıca sürekli ailesinin ya da kendisinin başına kötü olayların geleceğini düşünme (“Babam kaza yapacak.” Hatta bu düşünceyi aklımdan geçirdiğim için benim yüzümden kaza yapacak), cinsellik (“O kişinin acaba cinsel organına mı baktım?” “Bana kötü mü dokundu?”), dini (“Acaba Allah’a küfür mü ettim? Yeterince dindar değilim.”), düzen (“Yeterince düzgün veya simetrik değil”) konularında da düşünceler gelebilir.
Kişiler bu takıntıların yarattığı kaygılarla baş etmek için sürekli kendini temizleme, sıraya sokma, tekrar etme, dokunma, ritüelistik davranışlar veya zihinsel eylemler gerçekleştirme, tam olana kadar aynı eylemi baştan tekrar etme gibi zorlantılar gösterebilir.
Özellikle çocuklarda, ebeveynden sürekli onay alma, bir eylemi baştan tekrar ettirme, içi rahat oluncaya kadar istediği şekilde bir cümlenin söylenmesini isteme, ebeveynine yapışma, ondan ayrılamama, düşüncelerin anne veya babaya belli bir sıra ile aktarılması gibi zorlantılar görülebilir.
OKB’nın Sıklığı ve Başlangıç Zamanı
Çocukluk çağında obsesif kompülsif bozukluğun sıklığı, farklı çalışmalara ve popülasyonlara bağlı olarak değişebilir. Ancak, genel olarak, çocukluk çağında OKB’nin yaygınlığı %1 ila %3 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Bu oran, belirli bir yaş aralığına, coğrafi konuma ve çalışmanın yöntemine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Yetişkin hastaların üçte birinden fazlasında, belirtiler 15 yaşından önce başlar. 5 yaşında başlayan vakalar da bildirilmiş olsa da, yapılan araştırmalar çocukluk çağında OKB’nin genellikle ortalama olarak 7-12 yaş arasında başladığını göstermektedir. Çocukluk döneminde erkeklerde OKB’nin görülme sıklığı 1,5 kat daha fazladır, ancak ergenlik döneminde kız ve erkekler arasında benzer oranlarda görülür. Erkek çocuklarda OKB’nin, ergenliğe girmeden önce başlama ve tik bozukluklarıyla birlikte görülme eğilimi vardır. Epidemiyolojik çalışmalar, tedavi edilmediğinde çocukluk döneminde başlayan OKB’nin genellikle kronik seyretme eğiliminde olduğunu göstermektedir.
OKB Nasıl Tedavi Edilir?
Çocukluk Çağında OKB’de etkinliği kanıtlanmış olan en etkili terapi yöntemleri: 1. Bilişsel Davranışçı Terapi, 2. Kabul ve Kararlılık Terapisidir. Yüzleştirme ve yanıtın önlenmesi, bilişsel terapi ve gevşeme eğitimi, Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) tedavisinde kullanılan yöntemlerdir. Bu yöntemler arasında, OKB’de en etkili olanı yüzleştirme ve yanıtın önlenmesi yöntemidir. Bu yöntem, çocuklara da uyarlanabilir ve çocuklarda bilişsel terapinin önemli bir parçasını oluşturur.
OKB’de ilaç tedavisi, terapinin etkili olmadığı durumlarda, terapiyi güçlendirmek/kolaylaştırmak için ya da ağır olgularda kullanılmaktadır.
