Çocukluk Döneminde Travma ve İlişkili Bozukluklar
Travma, bildiğiniz tüm ezberleri bozan, ani, beklenmedik şekilde gelişen, kişilerde yoğun korku, endişe ve çaresizlik yaratan bir olaydır. Travmatik olaylar yalnızca fiziksel veya cinsel istismar, doğal afetler, kazalar, şiddet içeren olaylar ile sınırlı değildir. Ayrıca aile içi çatışmalar, kayıp veya ayrılıklar, anne ve babanın boşanması, ölümcül bir hastalık teşhisinin konulması, sevilen bir kişinin beklenmedik ölümü, geçirilmiş tıbbi müdahaleler de travma tanımı içerisinde yer almaktadır. Mama sandalyesinden düşme ya da arabanın minimal hasar aldığı küçük trafik kazaları, bir yetişkin tarafından önemsiz görünse de, bir çocuğun gözünde travmatik deneyimler olarak yaşantılanabilir.
Anormal Bir Olaya Normal Tepkiler
Travma sonrasında aslında, anormal bir olaya normal tepkiler veririz. Travmatik olay sonrasında fiziksel, duygusal, bilişsel ve kişiler arası tepkiler ortaya çıkar.
- Fiziksel Tepkiler
Travma sonrasında fiziksel tepkilerin anlaşılabilmesi için, bir tehlike karşısında nasıl yanıt verdiğimizi düşünmek oldukça yol gösterici olacaktır. Örneğin, vahşi doğada bir ayı ile baş başa kaldığınızda, ayı eğer uzaktaysa, ilk vereceğiniz tepki muhtemelen “Kaç” tepkisi olacaktır. Eğer ayı oldukça yanınızdaysa ve kaçamayacak durumdaysanız, muhtemelen elinize bir sopa ya da taş alıp onunla “Savaş”mayı denersiniz. Her iki durumda da bedeninizin tehlike ile baş etmeye karşı hazırlanması gerekir. Bu durumda bedenimizde sempatik sinir sistemi ile ilişkili aşırı uyarılma belirtileri ortaya çıkmaktadır. Kalp atışında ve nefes alış verişte hızlanma, nefesin yüzeyel ve hızlı oluşu, terleme, titreme, baş dönmesi, göz bebeklerinde büyüme, sindirim sisteminde hareketlenme, karın ağrısı, mide bulantısı, kaslarda gerginlik sempatik sinir sisteminin uyarılması sonucunda ortaya çıkar.
Eğer tehlike aşırı yakınsa, yani ayıyı alt edemediğinizde, size saldırısı kaçınılmazsa, bu durumda donma tepkisi görülmektedir. Donma tepkisinin amacı, o saldırı sırasında acı çekmemizi engellemektir. Vücut ve bilinç adeta bulunduğu yerden kopup, tüm uyarılara kendini kapatır. Bu sistem ise, dorsal vagal sistemin, yani parasempatik sinir sisteminin aktifleşmesi sonucunda ortaya çıkar.
Travma sonrasında da, bu iki sistemin aktifleşmesi sonucunda vücudumuzda fiziksel değişiklikler olmaktadır. Çünkü bir önceki örnekte olduğu gibi, burun buruna kaldığımız tehlike bir ayı değil ama size tecavüz eden bir saldırgan, size şiddet uygulayan babanız, depremde ayağınızın altından kayıp giden binanızdır.
Bu sebeple, travma sonrasında vücudumuzda aşırı uyarılma veya donma tepkileri ortaya çıkmaktadır:
Aşırı uyarılma tepkileri:
- Kalp atışında ve nefes alış verişte hızlanma,
- Nefesin yüzeyel ve hızlı oluşu,
- Terleme,
- Titreme,
- Baş dönmesi,
- Göz bebeklerinde büyüme,
- Sindirim sisteminde hareketlenme, karın ağrısı, mide bulantısı,
- Kaslarda gerginlik,
- Uykuya dalmada güçlük, dikkati verememe, sürekli irkilme, sinirlilik
Donma tepkileri:
- Bedenin bir parçasında sıkışma hissi,
- Donuk, solgun cilt,
- Bedende katılık,
- Nefesi tutma,
- Azalmış kalp hızı,
- Yer/zaman/kişi oryantasyonunda kayıp (yani nerede olduğunu, kimlerle ve hangi zaman diliminde olduğuna dair farkındalığın kaybı)
- Duygusal Tepkiler:
Travmatik olaydan sonra şok, utanç, korku, öfke, suçluluk, çaresizlik, ümitsizlik ya da tüm duyguların kaybı gibi belirtiler yaşayabilir. Bu belirtiler ilk iki haftada normal olsa da, bu duyguların yoğun bir şekilde devam etmesi, kişide travma sonrasında ruhsal zorlanmanın ortaya çıktığına dair bir gösterge olabilir.
- Bilişsel Tepkiler:
Travmatik olaydan sonra beynin verdiği ilk tepki hayatta kalma tepkisidir. Beynimizin hayatta kalma işlevi ile ilişkili olan beyin sapı gibi kısımları ve duygusal yanıtlarımızla ilişkili orta beyin bölgeleri travma sonrasında belirgin olarak aktifleşir. Bu beyin bölgelerinde aktifleşme olduğu için, beynimizin üretkenlik, kendini ifade etme, yaratıcılık, analitik ve mantık ile ilişkili kabuk kısmı devre dışı kalır. Bu sebeple travma sonrasında, şaşkınlık, dalgınlık, hafıza problemleri ve kafa karışıklıkları görülebilmektedir.
- Kişilerarası Tepkiler :
Travma, aslında hayatın öngörülebilir ve dünyanın ve insanların büyük ölçüde güvenilir olduğu inanışlarımıza karşı vurulan en büyük darbedir. Bu sebeple travma sonrasında, ilişkilere karşı güvensizlik, kişiler-arası ilişkilerde çatışma, reddedilmişlik, izolasyon, kendini kapatma gibi belirtiler sık olarak gözlenmektedir.
Travma Sonrasında Görülen Ruhsal Tepkiler
Travma sonrasında, örneğin deprem afeti sonrasında, %10-15 kişide travmatik tepkilerin çok hızlı düzeldiğini, yaklaşık olarak travmayı yaşayan kişilerin %70’inde stres belirtilerinin bir süre devam ettiğini, ancak psikososyal destekle bu belirtilerin azaldığını, %10-15 vakada ise, belirtilerin uzun süre devam ettiğini ve bu kişilerin ruhsal bir yardıma ihtiyaç duyduğunu görüyoruz.
Neden bir kişide Travma Sonrasında Stres Bozukluğu (TSSB) Belirtileri Görülür?
Travmatik bir deneyimden sonra, özellikle aşağıdaki risk faktörlerinin bulunması, travmatik deneyimin ruhsal olarak kalıcı izler açmasına sebep olabilir:
- Kadınlarda TSSB daha fazla oranda ortaya çıkar.
- Travma yaşının küçük olması,
- Düşük gelir-eğitim seviyesi,
- Sosyal destek eksikliği,
- Ek yaşam stresi,
- Önceden travmatik deneyim öyküsü,
- Travma sırasında olayın çok daha kötü algılanması,
- Ailede psikiyatrik hastalık öyküsünün bulunması,
- Alkol/madde kullanım öyküsü,
- Çocukluk çağı travmalarının bulunması.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun Belirtileri Nelerdir?
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) semptomları genellikle farklı kategorilere ayrılır. Bu kategoriler, yeniden yaşama, kaçınma, aşırı uyarılma ve fiziksel/duygusal tepkilerde gözlemlenen değişiklikleri içerir. Her bir kategori farklı semptomları ve belirtileri içerir ve bu semptomlar zamanla veya kişiden kişiye değişebilir.
Yeniden yaşama/hatırlama semptomları arasında, travmayı tekrar tekrar istemsizce hatırlamak, travmatik olayla ilgili üzücü rüyalar veya kabuslar görmek, travmayı hatırlatan durum/yer/kişi/nesnelere karşı şiddetli duygusal (ağlama, korku, çaresizlik, donma gibi) veya fiziksel tepkiler (çarpıntı, nefes hızlanması, terleme gibi) verme, travmayı sanki tekrar oluyormuş gibi yaşama hissi yer alır.
Kaçınma semptomları ve belirtileri arasında, kişinin travmadan zihnini uzaklaştırabilmek için, travmayı hatırlatan yer, kişi ve konuşmalardan kaçınması yer alır.
Düşünce ve ruh halindeki olumsuz değişikliklerin semptomları arasında, travma ile ilgili olumsuz düşünceler (“Artık benim için hayat bitti.”, “Her şey çok anlamsız.”, “Artık kimseye güvenemem.”, “”Erkeklerin hepsi beş para etmez.”), hafıza sorunları, ilişkilerde zorluklar, umutsuzluk, ilgi kaybı ve duygusal uyuşma yer alır.
Aşırı uyarılmaya bağlı olarak da, kolayca ürkmek, sürekli tetikte olma, kendine zarar verici davranışlar, uyku sorunları, konsantrasyon zorlukları ve sinirlilik bulunur.
6 yaşından küçük çocuklarda görülen semptomlar arasında, travmayı veya travmayı hatırlatan öğeleri içeren oyunlar, korkutucu rüyalar yer alır.
TSSB Kaç Yaşından İtibaren Görülür?
Yapılan çalışmalar, anne rahminde yaşanılan travmaların bile anılarda olmasa da, bedende ve duygularda izler bıraktığını ve bu yaraların fark edilmeden yıllarca kişinin hayatını etkileyebileceğini göstermektedir (Cortizo, Rosita, 2022).
Travma Sonrasında Stres Nasıl Azaltılabilir?
Felaketlerden sonra stres tepkilerini azaltma konusu, son zamanlarda artan bir ilgiyle ele alınmaktadır. Araştırmacılar, felaket sonrasında stres tepkilerini azaltma ve toplumun felaket sonrası uyumunu artırma yollarını belirlemeye yönelik çalışmalara odaklanmaktadırlar. Bu doğrultuda, felaket sonrasında stresi azaltma ve uyumu artırma potansiyeline sahip bazı önlemler aşağıda önerilmektedir:
Korunma: Felaket sonrasında güvende olabileceğiniz bir yer bulun, gıda ve içecek temin edin ve sessizce oturup rahatlayabileceğiniz bir ortamda kısa bir süre dinlenin.
Yönlendirme: Kişisel ve aile önceliklerinizi belirleyin ve bu doğrultuda adımlar atın. Bu şekilde, gelecekte ortaya çıkabilecek zorluklarla başa çıkma yeteneğinizi artırabilir, umut ve amaçlarınızı netleştirebilir ve özgüveninizi güçlendirebilirsiniz.
Bağlantı Kurma: Felaket sonrası deneyimlerinizi paylaşmak ve diğerlerinin deneyimlerini dinlemek için aile üyeleri, arkadaşlar ve psikolojik danışmanlarla iletişim kurun. Bu, yaşadığınız stresin azalmasına ve duygusal iyileşmenize yardımcı olabilir.
Arama ve Seçme: İhtiyaçlarınızı karşılayabilecek kaynakları araştırın ve en uygun olanları seçin. Bu, felaket sonrası süreçte ihtiyaçlarınızı en iyi şekilde karşılayacak kaynaklara erişiminizi sağlayabilir ve toparlanma sürecinizi destekleyebilir.
TSSB Nasıl Tedavi Edilir?
Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde en yaygın kullanılan yöntem psikoterapidir. Konuşma terapisi olarak da bilinen çeşitli psikoterapi türleri, hem travma sonrası stres bozukluğu semptomları gösteren çocukları hem de yetişkinleri tedavi etmek için etkili olabilir. Farklı psikoterapi türleri, travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde kullanılır.
Bilişsel davranışçı terapide, kişinin yaşadığı travmatik olay ile ilgili olumsuz inanışları ele alınır. Aynı zamanda travmatik olaya zihinsel olarak yeniden maruz kalarak kişinin bu olaydan duygusal olarak etkilenmesinin önüne geçilmesi amaçlanır. Kişi, bu anılarla, güvenli bir yerde ve terapistle kurduğu güven ilişkisi içinde yüzleşir.
EMDR (Göz Hareketleri İle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) ise, son zamanlarda halk arasında çok daha tanınmaya başlanan, travma sonrası stres bozukluğu tedavisi için etkili ve güçlü bir psikoterapi yaklaşımıdır. EMDR, bireyin travmatik anılarını işlemesine ve bunlara olan tepkilerini değiştirmesine yardımcı olmak için bir dizi göz hareketini rehberlik eder.
TSSB tedavisinde bir diğer yaklaşım ilaç tedavileridir. Kişinin travma ile ilişkili kaygı ve depresif belirtilerin ilaç müdahalesi ile kontrol altına alınması, travmatik deneyimin tekrar tekrar yaşantılanması ve travma ile ilişkili kaçınma belirtilerinin azalmasını sağlamakta, ayrıca terapi sürecinin hızlanmasına katkı sağlamaktadır.