Skip to content Skip to footer

Uyku Bozuklukları 

Uyku bozukluğu, bireylerin normal uyku düzenini sürdürmekte zorlanması veya uyku kalitesinde belirgin bir bozukluk yaşamasıdır. Bu bozukluklar, uyku süresi, uykuya dalma süreci, uykuyu sürdürme, gece boyunca sık sık uyanma veya erken uyanma gibi farklı yönlerde ortaya çıkabilir. 

Psikolojik faktörler, uyku bozukluklarının gelişiminde önemli bir rol oynar. Bu faktörler arasında stres, kaygı, depresyon, travmatik deneyimler, duygusal problemler bulunabilir. Psikolojik etkenler, bireyin zihinsel sağlığını ve duygusal durumunu etkileyerek uyku düzenini bozabilir. Aynı zamanda, uyku bozuklukları da psikolojik sağlığı etkileyebilir ve birbirleriyle karşılıklı bir ilişki içinde olabilirler.

Çocuklarda ve ergenlerde uyku bozuklukları, uyku süresi, kalitesi veya düzenindeki anormal değişiklikleri içeren çeşitli durumları ifade edebilir. Bu bozukluklar genellikle çocukların sağlıklı gelişimini ve günlük işlevselliğini etkileyebilir.

Çocuk ve ergenlerde sık görülen uyku bozuklukları: 

  1. İnsomni (Uykusuzluk): Bu durumda çocuklar, yatmaya çalıştıkları halde uyuyamama, gece boyunca sık sık uyanma veya erken uyanma gibi sorunlar yaşarlar. Bu, genellikle gündüzleri yorgunluk ve huzursuzlukla sonuçlanabilir. 

2. Gece Korkuları ve Karabasanlar: Çocuklar genellikle kabuslar veya gece korkuları yaşayabilirler. Bu durum, çocuğun uykusuz kalmasına ve korkularıyla başa çıkma zorluğuna neden olabilir. 

3. Horlama ve Uyku Apnesi: Bu durum, çocuklarda genellikle horlama ve nefes kesilmesi gibi solunum sorunlarını içerir. Bu, uyku sırasında düzensiz nefes alıp verme ile karakterizedir ve uyku kalitesini etkileyebilir. 

4. Hiperaktif Uyku Bozukluğu: Bu durumda, çocuklar uykuda huzursuzluk, vücut hareketleri ve sık sık uyanma eğilimindedir. Bu durum, uyku sırasında dinlenememe ve gündüzleri yorgunlukla sonuçlanabilir. 

5. Çocukluk Çağı Uyku Ritmi Bozukluğu: Bu durumda çocuklar, uyku ve uyanıklık sürelerinde normalden sapmalar yaşarlar. Örneğin, çocuklar normalden çok daha erken uykuya dalabilirler veya uyku saatlerini düzenleyememe sorunu yaşayabilirler. 

 6. Parasomniler (Uyurgezerlik, Gece Terörü, Karabasan, Diş Gıcırdatma): Parasomni, gece yarı uyanık veya uykulu bir durumdayken ortaya çıkan davranışsal olayları ifade eder. Uyurgezerlik (somnanbulizm), gece terörü, karabasan ve diş gıcırdatma (brukrizm) birer parasomni örneğidir.

Uyurgezerlikte genellikle uyku sırasında kontrolsüz hareketleri içerir ve genellikle çocukluk döneminde daha yaygındır. Uyurgezer çocuklar, uykulu bir durumdayken yataktan kalkabilir ve etraflarında dolaşabilirler. 

Gece terörü ise kabus benzeri korku ataklarına neden olabilir ve çocuğun uyanmasına yol açabilir. Gece terörleri daha çok 3-12 yaş arasında görülmektedir. Gece teröründe çocuk çoğunlukla geceleri aynı saatte uyanır ve etinden et koparmışcasına ağlar. Çocuk ebeveyni tarafından bir türlü yatıştırılamaz aksine yatıştırmaya çalışmak atağın daha da şiddetlenmesine yol açar.

Bir diğer parasomni ise karabasandır. Uyku sırasında normalde vücudumuzda fizyolojik yani normal felç durumu olur. Bunun temel sebebi, rüyada gördüklerimizi bedenimizin yapmasının engellenmesidir. Karabasanda, kişide uyanıklık gerçekleşmiş olmasına rağmen uykuda felce neden olan hormonların etkisi geçmemiştir. Bu sebeple kişi hareket etmek istemesine rağmen hareket edemez ve bu da yoğun bir kaygı yaratır. 

Çocuklarda diş sıkma/gıcırdatma, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilen yaygın bir davranıştır. Diş sıkma, genellikle çocuğunuzun stresli veya endişeli olduğunu gösterebilir. Bu davranış, genellikle diş etkileşimi, çene kaslarının gerilmesi ve dişlerin sıkılıp sıkılması şeklinde ortaya çıkar. Çocuklarda diş sıkmanın en yaygın nedenlerinden biri, stres veya kaygıdır. Okulda, sosyal ilişkilerde veya başka bir değişiklikle ilgili olarak yaşanan stres, çocuğunuzun diş sıkmasına neden olabilir. Ayrıca, uyku sırasında rahatsızlık hissi veya uyku bozuklukları da diş sıkmanın tetikleyicileri arasında yer alabilir. Diş sıkma, çocuğun diş yapısına zarar verebilir. Sürekli olarak dişleri sıkmak, dişlerin aşınmasına, çenelerin ağrımasına ve hatta baş ağrılarına neden olabilir. Ayrıca, uzun süreli diş sıkma, çocuğun yüz ve çene yapısını etkileyebilir.

Çocuklarda görülen uyku bozukluklarının oluşumunda üç ana neden; 

1.Fiziki Ortamdan Kaynaklanan Uyku Problemi: 

   Çocukların uyku düzenini etkileyen ses, ışık, sıcaklık ve koku gibi faktörler önemlidir. Yatak odasındaki rahatsız edici unsurlar, çocuğun uykusunu bozabilir. Eğer bu problemler fiziksel ortamla ilgili ise, odadaki koşullar iyileştirilerek uyku sorunları azaltılabilir. Ancak bu sorunlar fiziksel koşullarla bağlantılı değilse, bir sağlık profesyoneline başvurmak gerekebilir. 

2.Anksiyeteye Bağlı Uyku Bozukluğu: 

  Anksiyete, çocuklarda uykuya dalma konusunda zorluklara neden olabilir. Aynı zamanda, bir ebeveynin yanında olmadan uykuya dalmakta güçlük çekme durumu da anksiyeteye bağlı olarak ortaya çıkabilir. Travma sonrası yaşanan durumlar da çocuklarda uyku bozukluklarına yol açabilir. 

  Ayrıca uyku, ölüm durumuna en yakın ve kendi kendinize kalmanız gereken bir durumdur. Bu sebeple bir bebek ve çocuk için uykuya dalmak, yalnızlığın karanlık boşluğuna kendilerini bırakmaları gerektirmesinden dolayı bebek ve küçük çocuklar uykuya kendi kendilerine dalamamaktadırlar. Kendilerini sakinleştirebilmeleri ve uykunun karanlık kollarına kendilerini bırakabilmeleri için bir yetişkinin yardımına ihtiyaç duyarlar. İşte bu noktada, anne ve babalarda depresyon, kaygı gibi sebeplerden dolayı kendilerini yatıştırma ile ilgili güçlük olduğunda, çocukların da kendilerini yatıştırma kapasitelerinin gelişmesi sekteye uğramaktadır. Kendisini yatıştırmakta güçlük çeken çocukların en sık yaşadığı semptomlardan birisi de uykuya dalmada güçlüktür. 

 3.Ötelenmiş Uyku Saati: 

   Gençler arasında yaygın olan bir durum olan geç saatlere kadar uyanık kalmak, uyku düzenini olumsuz etkiler. Geç yatma isteği, gençlerin uyku düzenini bozar ve sağlıklı bir uyku alışkanlığı geliştirmelerini engeller. Uyku düzeni ile ilgili sorunlar gençlerin %7’sini etkileyebilir. Bu durumda, uyku saatlerinin düzenlenmesi ve sağlıklı bir uyku alışkanlığı oluşturulması önemlidir. 

Tedavi Yöntemleri 

Çocuklarda uyku bozukluklarının tedavisinde davranışçı yöntemler önemli bir rol oynamaktadır.   

1.Uyku Tablosu Oluşturmak: Çocuğun yatma ve uyanma saatlerini her gün aynı saatte tutmak, düzenli bir uyku tablosu oluşturmak önemlidir. Bu, biyolojik saatin düzenlenmesine yardımcı olabilir. 

2.Yatma Zamanı Rutinleri: Çocuğa yatmadan önce belirli bir rutin oluşturmak, uyku hazırlıklarını içerir. Pijama giyme, el yüz yıkama, diş fırçalama, yatma, kitap okuma ve kısa süreli sohbet gibi aktiviteler bu rutinin bir parçası olabilir. 

3. Uyku Hijyeni: Uyku için uygun bir ortam yaratmak da önemlidir. Rahat kıyafetler, uygun oda sıcaklığı, loş bir ışık, sessizlik, yatmadan önce aşırı aç veya tok olmama, TV ve bilgisayar başından kalkma, gerekirse basit gevşeme egzersizleri gibi faktörlere dikkat edilmelidir. Ayrıca odanın zifiri karanlık olması (odadaki eşyaları seçemeyecek kadar keskin karanlık) uykuya dalmayı ve uyku hormonu olan melatoninin salgılanmasını kolaylaştıran en önemli faktörlerdendir.

4. Işık Terapisi: Uykuya müdahale ve diğer davranışsal desteklere rağmen uyku sorunları devam ediyorsa, ışık terapisi kullanılabilir. Bu, çocuğu günde yaklaşık iki saat parlak gün ışığına ya da ev içi parlak ışığa maruz bırakmayı içerir. 

5. Uykuya Müdahale: Uykuya başlangıcı gecikme veya uykuyu bölme gibi yöntemlerle çocuğun uyku düzeni düzeltilmeye çalışılabilir. 

6. Karşı Gelme Davranışlarına Tavır Gösterme: Bakım verenin, çocuğun uyku zamanında ortaya çıkan karşı gelme davranışlarına net bir tavır göstermesi önemlidir. Bu, sözel veya davranışsal şikayetlere karşı net bir duruş sergilemeyi içerir. 

Eğer bu davranışsal desteklere rağmen uyku sorunları devam ederse, bir uzmandan destek alınması düşünülmelidir. Çünkü düzensiz uyku, çocuğun fiziksel gelişimi, günlük aktiviteleri, uyumu ve öğrenmesi üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.